Son dönemde borsada yaşanan düşüşler, pandemi sürecinden bu yana yüksek getiri sunan piyasada dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor. BIST 100 endeksi, 3 Ekim'de tarihi rekorunu kırarak 8560 puanın üzerine çıkmıştı. Ancak Aralık ayı itibarıyla 8 bin puan seviyelerine gerileyen endeks, cuma günü %2.67'lik bir düşüşle dikkat çekti.
Düşüşün detaylarına bakıldığında, özellikle sanayi endeksinde daha fazla düşüş yaşandığı görülüyor. Cuma günü %3.11 oranında bir düşüşle 11.513,23 puana gerileyen sanayi endeksi, inşaat sektöründeki satış verileriyle de ilişkilendiriliyor. Kasım ayında ipotekli satışlarda bir yıl öncesine göre %68.5'lik bir düşüş yaşanması, sıkı para politikası tedbirleriyle inşaat sektörünün zor durumda olduğunu gösteriyor.
Yüksek faizler ve resesyon riski, global ekonomilerle birlikte ülkemiz ekonomisi için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, büyüme beklentilerinin aşağı yönlü revize edilmesine neden oluyor ve borsanın gelecekteki beklentilerini olumsuz etkiliyor. Ayrıca, notların yükseltilmemesi ve yabancı yatırımcı girişinin sınırlı olması da satış potansiyelini artırıyor. Ancak mevcut durumda borsanın yatay seyirde dalgalanması gözlemleniyor.
Borsanın geleceği konusunda belirleyici faktörler arasında büyüme hedeflerinin düşürülmesi, yüksek enflasyon ve sıkı para politikası gibi engeller bulunuyor. Fibonacci desteğinin yaklaşık 7574 civarında olduğu belirtiliyor, ancak kapanışın bu seviyenin altında olması durumunda bu desteğin çalışıp çalışmadığını anlamak için birkaç gün süreyle izlemek gerekiyor. Kısa vadeli kredili işlem yapanlar için büyük bir risk söz konusu, ancak uzun vadeli ve öz kaynaklarıyla alım yapanlar için gelecekte daha karlı tablolar görülebilir.
2024 yılı için beklentiler, 2023'e kıyasla bir miktar düşük olsa da hala büyüme beklentisi bulunuyor. Ancak sektör ve firma bazında büyüme farklılık gösterebilir. Yabancı yatırımcı girişi sağlanamazsa ve diğer belirtilen olumlu faktörler gerçekleşmezse, endeksin 11000-12000 aralığına kadar yükselmesi mümkün görünmüyor. Mevduat faizlerinin reel getiri sağlamaya başlamasıyla birlikte mevduatın güvenli liman olarak görülmesi, altının ise jeopolitik risklerle birlikte cazip kalmaya devam etmesi bekleniyor. 2024 yılında faiz indirimlerinin olacağı beklentisi, altın için ek bir olumlu etken olabilir.